6 Nisan 2010 Salı

"Saksağanlar" Yeniden!

Premier League'in özlenen takımı Newcastle United 1 sezon aradan sonra tekrar devler sahnesine çıkmayı garantiledi.

Newcastle United... Türkiye'deki Premier League izleyecilerinin neredeyse tümünün sempati beslediği bir takımdı, ta ki 2008/2009 yılına kadar. Ne olduysa o sezon oldu, her ne kadar şatafatlı stadları St. James'Park'ı büyütüp, her menejerlik oyununda avrupa kupalarında başa oynayacağınız bir kadro kursalar da; 24 Mayıs 2009'da Aston Villa'ya Villa Park'ta 1-0 kaybettikleri maç sonucu 16 yıl aralıksız mücadele ettikleri Premier League'den düşmüşlerdi. Bayağı üzülmüştüm Newcastle'ın düştüğünü duyunca. Ne de olsa çocukluğumun efsaneleri Alan Shearer, gerçi Blackburn'de efsane olmuştu benim için, David Ginola, Nolberto Solano, Gary Speed, Laurant Robert bu formayı terletmişti senelerce. Üstüne bir de Emre Belözoğlu'nu koydular orta sahanın göbeğine, iyiden iyiye taraftarı oldum Saksağanların. Ama geçtiğimiz sezon Championship'e düşmeleri, Leeds efsanesinin çöküşünün bir kopyası gibiydi. Kulüp sahibi ile taraftarın çatışmaları, sadece isimlere ödenen; sahada hiçbir geri dönüşü olmayan milyonlarca sterlinglik transfer ücretleri, teknik ekip ile yaşanan mali sorunlar ve birikmiş dağ kadar tazminatlar. Durum böyle olunca ligden düşmek çok uzakta değildi Newcastle için.

24 Mayıs 2009, Villa Park, Birmingham. Kevin Nolan ve takım arkadaşları bitiş düdüğüyle beraber Premier League'den düşmeninin üzüntüsü içinde.

Kulübün başkanı Mike Ashley, taraftarın gerçekten nefret ettiği bir isim. Takım küme düşünce Bu herkes için feci bir tecrübe oldu. Çok para kaybettim ve bazı hatalı hamleler yaptım. Şu anda kulubü olabildiğince çabuk satmaktan başka bir düşüncem yok.” açıklamasını yapmıştı. Kulübü o dönemde satamayan başkan, panik olmuş bir şekilde ardı ardına yönetim hataları yapıyordu. Önce taraftarı çileden çıkaran futbol eski direktörü Dennis Wise skandalı patladı. 2009 yılı Nisan ayında görevine son verilen Wise'a temmuz ayında hala 80.000 sterling aylık maaş ödeniyordu, ardından kulüpte sadece iki yıl futbolcu olarak forma giymiş olsa da (1982-1984) taraftar için efsane isimlerden biri olan teknik direktör Kevin Keegan'a iki milyon sterling tazminat ödemek zorunda kalıyordu kulüp. Artık siyah-beyazlı taraftarlar iyiden iyiye zıvanadan çıkmışlardı, tüm bunların üzerine başkan Mike Ashley'nin teknik direktörlük için teklif götürdüğü bir diğer efsane Alan Shearer'dan red cevabı alması üzerine yeniden Kevin Keegan ile anlaşmaya çalışması taraftarı sinir hastası etmişti.

Newcastle taraftarı başkan Ashley'i protesto etmek için Hull City maçını boykot ediyor.

O kadar başarısız bir yönetim vardı ki takımın başında; Keegan bile değerini yitirmişti artık tribünler için. Takımın başında ingilizlerin tabiri ile "caretaker" yani geçici olarak, durumu idare etmek için İrlandalı Chris Hughton getirilmişti. 13 yıl Tottenham'da forma giymiş başarılı bir futbolcuydu Hughton. Taraftarın Keegan'ın takımın başına tekrar geçirilmesine karşı kampanyalar başlatmaları ve geçici olarak takımın başına getirilen İrlandalının kalmasını istediklerini her maç tribünlerde açtıkları pankartlar ile tüm dünyaya duyurmalarının üzerine antipatik başkan Ashley'nin söyleyecek çok sözü yoktu. Sezon başı yaşanan bu gerginlikler sonunda Hughton'un takımın başında kalmasına karar verildi. Zaten karar verilmeden önceki iki ay boyunca Newcastle ligde çok başarılı sonuçlar almış ve Hughton iki ay üst üste Championship'in en iyi teknik direktörü seçilmişti. Sezon ortası biraz bocalayan takım, en son Derby County'ye şubat ayında 3 golle mağlup olunca tribünlerde çatlak sesler çıkmaya başlamıştı. Ancak bu tarihten sonra yaptıkları 11 maçlık bir seride hiç yenilmediler. 8 galibiyet ve 3 beraberlik aldılar. Son olarak geçtiğimiz hafta St. James' Park'ta ağırladıkları Sheffield United'ı 2-1 yendikleri gün, lig üçüncüsü Nottingham Forest'in Cardiff City ile 0-0 berabere kalmasıyla Premier League yolu açıldı "Magpies" için. (Takımın sembolü olan siyah-beyaz renklerin saksağan kuşunun renkleri olmasından dolayı takımın lakabı ingilizce saksağanlar demek olan "Magpies"dir.)

Sheffield United maçında bir Newcastle taraftarı Premier League'i kutluyor.

Yaşadığı büyük sıkıntılara rağmen geri dönmeyi başaran Newcastle United'ı gönülden kutlamak gerekiyor. Nitekim aynı başarıyı Leeds United, Nottingham Forest, Sheffield Wednesday gibi takımlar benzer krizlerden sonra gösterememişlerdi, tam aksine durum onlar için daha da kötüye gitmiş, Championship denen 2. ligden bir alt lige düşmüşlerdi. Değişen ekonomik şartlara ayak uyduramamak ve başarısız kriz yönetimi dev kulüpleri bu hale getirirken fırsattan istifade eden Stoke City, Hull City, Burnley gibi takımlar efsane kulüplerin yerini birer birer aldı Premier League'de. Bu sezon benzer krizleri başka bir köklü kulüp Portsmouth da yaşıyor. Üstelik 2008 yılında FA cup'ı kazanmalarına ve bu sezon aynı kupada yarı finale çıkmalarına rağmen. Dileğim dünyanın en iyi ligine gerek tarihleri, gerek taraftar potansiyelleri, gerekse de karizmaları ile hak eden takımların tekrar çıkmaları. Newcastle'ın başarısını kutluyorum, darısı Leeds'in, Nottingham'ın, Sheffield Wednesday'in başına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder